ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

EN’AM

143

/

144

ثَمَانِيَةَ أَزْوَاجٍ مِّنَ الضَّأْنِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْمَعْزِ اثْنَيْنِ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الأُنثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الأُنثَيَيْنِ نَبِّؤُونِي بِعِلْمٍ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ {143}   وَمِنَ الإِبْلِ اثْنَيْنِ وَمِنَ الْبَقَرِ اثْنَيْنِ قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الأُنثَيَيْنِ أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الأُنثَيَيْنِ أَمْ كُنتُمْ شُهَدَاء إِذْ وَصَّاكُمُ اللّهُ بِهَـذَا فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللّهِ كَذِباً لِيُضِلَّ النَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ إِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ {144}

 

143. Sekiz çift (yaratmıştır). Koyundan iki çift, keçiden iki çift: "Erkeklerini mi, dişilerini mi, yoksa bu iki dişinin döl yataklarında sarınıp bürüneni mi, (hangisini) haram kıldı? Şayet doğru söyleyenler iseniz bana, bir bilgiye dayanarak haber verin. "

144. Deveden de iki (çift), sığırdan da iki (çift yarattı). De ki: "Onların erkeklerini mi, dişilerini mi, yahut dişilerinin döl yataklarında sarınıp bürüneni mi, (hangisini) haram kıldı? Yoksa Allah bunu, size tavsiye ettiğinde hazır mıydınız? İnsanları saptırmak için bir bilgiye dayanmaksızın Allah'a iftira eden kimseden daha zalim kim olabilir? Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.

 

Bu buyruklara dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve "Çift: Zevc" Kelimesinin Anlamı:

2- Koyun ve Keçi Türleri de Haram Edilmemiştir:

3- Tartışma ve Kıyas:

 

1- Ayetin Nüzul Sebebi ve "Çift: Zevc" Kelimesinin Anlamı:

 

Yüce Allah'ın: "Sekiz çift" buyruğundaki; "Sekiz" kelimesi, mahzuf bir fiil ile nasb edilmiştir. Yani: "Sekiz çift -yaratmıştır-." Bu açıklama el-Kisai'den nakledilmiştir. el-Ahfeş Said ise şöyle demektedir: Bu kelime "Yük taşıyacak, döşekyapılacak olanlar"(el-En'am, 142) dan bedel olmak üzere nasbedilmiştir.

 

el-Ahfeş Ali b. Süleyman ise şöyle demektedir: Bu, "yeyiniz" mukadder fiili ile nasbedilmiştir. Yani: Sekiz çiftin etlerini yeyiniz. Bu kelimenin; "Size verdiği rızıktan" (el-En'am, 142) anlamındaki buyrukta yer alan ism-i mevsulun nasb mahallinde olması dolayısıyla bedel olarak nasbedilmesi mümkündür. Aynı şekilde (...): Mübah olan şeyleri yiyiniz. Koyundan iki çift ... olmak üzere sekiz çift" anlamında nasb edilmiş olması da mümkündür.

 

Ayet-i kerime, Malik b. Avf ve arkadaşları hakkında nazil olmuştur. Onların: "Şu davarların karınlarındaki yavrular, yalnız erkeklerimize helal, kadınlarımıza haramdır" (139) buyruğunda işaret edilen sözleri söylemeleri üzerine Yüce Allah, bu ayet-i kerime ile Peygamberin ve mü'minlerin dikkatlerini kendileri için helal kıldığı şeylere çevirmektedir. Ta ki, onlar da Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram kılanlar durumuna düşmesinler.

 

"(Çift anlamına gelen:) zevc" kelimesi, "(tek anlamına gelen) ferd"in zıddıdır. Mesela; "Çift ya da tek" denildiği gibi, yine aynı anlamlarda olmak üzere; ''(...) da denilir.

 

Buna göre, Yüce Allah'ın: "sekiz çift", sekiz tek demektir. Araplara göre, bir başka teke ihtiyacı bulunan her bir tek şeye (tek başına dahi olsa) zevc denilir. O bakımdan kocaya zevc denildiği gibi, hanıma da zevc denilir. Zevc lafzı, hem tek kişi hakkında, hem de iki kişi hakkında kullanılabilir. Mesela; (...): O ikisi, iki çifttir (yani, iki tek olup beraber çifttirler) ve iki çifttir" de denilir. Tıpkı; (...): İkisi de bir birine eşittir" (denilirken her iki kelime de de tesniye kullanıldığı, yada kullanılmayıp yalnızca zamirin tesniyesiyle yetinilme halinde) olduğu gibi. Mesela, bir erkek, bir dişiyi kastetmek üzere; (...): İki çift güvercin aldım," demek de böyledir.

 

2- Koyun ve Keçi Türleri de Haram Edilmemiştir:

 

Yüce Allah'ın: "Koyundan iki çift" buyruğu, yani erkek ve dişi demektir. "Koyun" (küçük baş) türünden yünleri olan koyun demektir. Bu kelime; (...)'ın çoğuludur. Müennesi, (...) şeklinde, çoğulu da; (...) diye gelir.

 

Şöyle de denilmiştir: Bu kelime, tekili bulunmayan çoğul bir isimdir. Çoğulunun; (...) olduğu da söylenmiştir. ''Köle, köleler" gibi. Çoğul olarak; (...) diye de söylenebilir. Nitekim ''Arpa" kelimesinin (...) diye kullanıldığı gibi. Burada, (koyun anlamındaki kelimede) Hdad" harfi sonraki hemzenin esreli oluşuna tabi olarak esreli okunmuştur.

 

Talha b. Musarrif, ''Koyundan iki çift" buyruğunu hemzesi üstün olarak okumuştur ki, bu da Basralılarca Araplar tarafından kullanımı işitilmiş bir söyleyiştir. Küfelilere göre ise, ikinci harfi boğaz harfi (harfü halk) olan bütün kelimelerde muttarid (hepsinde) uygulanan bir kaidedir.

 

''Keçi" kelimesinde de üstün ve sakin okuyuş bu şekildedir. Eban b. Osman, mübteda olarak merfu' olmak üzere, ''Koyundan iki çift, keçiden iki çift" diye okumuştur. Ubeyy'in kıraatinde ise:

 

''Keçiden de iki" şeklindedir, çoğunluğun kıraati de böyledir. İbn Amir ve Ebu Amr ise, ''ayn" harfini üstün olarak okumuştur. en-Nehhas der ki: Araplarca çoğunlukla kullanım, (...): Keçi, koyun kelimelerinin ikinci harflerinin sakin okunuşu şeklindedir. Buna, çoğul yaptıkları vakit; ''Keçiler" şeklindeki kullanımları da delalet etmektedir. ''Köle ve köleler" denildiği gibi. Şair İmruu'l-Kays da şöyle demektedir:

 

"Şemca b. Cermoğulları keçilerini sağmayı onlara bağışlar. Ey şefkat ve merhamet sahibi, esirgeme şefkatini." (...): Koyun, koyunların çoğul şekli de böyledir. Küçükbaş hayvanlardan olan; (...): Keçi, koyun çeşidinden farklıdır.

 

Bunlar, kıllı ve kısa kuyrukludur. Bu kelime, bir cins ismidir. (...) kelimeleri de bu şekildedir. Tekili ise; (...) diye gelir. (...): Arkadaş, arkadaşlar, tacir, tacirler" gibi. Müennesi ise, (...) diye gelir, (...) ile aynı anlamdadır. Çoğulu da (...) şeklindedir. Keçileri artıp çoğalan kavmi anlatmak üzere; (...) denilir. (...) ise, keçi sahibi demektir. Ebu Muhammed el-Pek'ası, sütleri fazla olan develeri ve darlık zamanlarda koyunlardan üstün tuttuğu develeri vasfederken şöyle demektedir: "Keçiler sahibi azıcık azıkla yetindiği zaman (o develer), Hiç de az olmayan ölçek ile süt verirler."

 

(...): Yerin sert olan bölümü demektir. (...) ise, sert ve çakılı bol yer demektir. (...) da böyledir. (...) de, kişi, işine ciddiyetle sarıldı, demektir.

 

"De ki: Erkeklerini mi ... " buyruğu, "Haram kıldı" ile nasbe'dilmiştir. "Yahut dişilerini mi" ise ona atfedilmiştir.

 

"Yahut ... sarınıp bürüneni mi" buyruğu da bu şekildedir. "Erkeklerini mi" buyruğunda, vasıl "elif"i ile birlikte istifham ve haberi birbirinden ayırt etmek için bir med harfi daha gelmiştir. Bu gelen "hemze"nin hazfedilmesi de caizdir. Çünkü "C it): Yoksa" kelimesi, zaten istifham'a (soruya) delalet etmektedir. Şairin şu mısraında olduğu gibi:

 

"Konaklama yerinden akşam mı gider, yoksa sabah erken mi?"

 

3- Tartışma ve Kıyas:

 

ilim adamları derler ki: Ayet-i kerime, Bahire ve onunla birlikte sözü geçen davarlar hakkında ve müşriklerin: "Şu davarların karınlarındakiler yalnız erkeklerimize helal, kadınlarımıza haramdır" şeklindeki sözlerinde müşriklere karşı delil getirilmektedir.

işte bu, ilmi konularda tartışmanın sözkonusu olabileceğine delildir.

 

Çünkü Yüce Allah, Peygamberine, onlarla tartışmasını ve iddialarının tutarsızlıklarını kendilerine açıklamasını emretmiştir.

 

Yine bu buyruk, kıyas ve akıl yürütmenin kabul edildiğini de göstermektedir. Ayrıca bu buyrukta kıyas yapılan bir hususta eğer nass varid olmuş ise, kıyasa göre görüş belirtmenin batıl olacağına da delil vardır. Bu ifadede "nakz olacağına dair delil vardır" anlamında da nakledilmiştir. Çünkü Yüce Allah onlara doğru kıyaslar yapmalarını emretmiş ve böylelikle müşriklerin gerekçelerini reddetmelerini buyurmuştur.

 

Buyruğun anlamı da şudur: Onlara de ki: Eğer Allah erkekleri haram kılmış ise, bütün erkekler haramdır. Eğer dişileri haram kılmış ise, bütün dişiler haramdır. Eğer, dişilerin yani koyun ve keçilerin döl yataklarında bulunanları haram kılmış ise, doğan bütün yavrular erkek olsun dişi olsun haramdır. Hepsi de yavru olarak doğduklarına göre, hepsinde aynı gerekçe (illet) bulunduğundan dolayı, hepsinin haram olması gerekir. Böylelikle onların illetlerinin (ileri sürdükleri gerekçenin sebebinin) çürük olduğunu, sözlerinin tutarsız olduğunu ortaya koymaktadır. Şanı Yüce Allah, onların bu kabilden yaptıkları işlerin kendisine bir iftira olduğunu bildirmektedir.

 

"Bana bir bilgiye dayanarak haber verin." Eğer öyle bir bilginiz varsa, ona dayanarak söyleyin. Bu yaptığınız haram kılma nereden gelmektedir? Yanlarında ise öyle bir bilgi yoktu. Çünkü onlar, ilahi kitabı okuyup bilen kimseler değillerdi.

 

"Deveden de iki (çift) ... " buyruğu ve sonrasında gelen buyruklar da az önce geçenler gibidir.

 

"YoksaAllah bunu size tavsiye ettiğinde hazır mıydınız?" Yani, siz Allah'ın bunları haram kıldığında tanıklık mı ettiniz. İleri sürülen delilin, onlar için bağlayıcı ve susturucu bir delil olduğunu görünce, iftiraya koyularak:

 

Evet Allah böyle emretti, dediler. Bunun üzerine Yüce Allah da: "İnsanları saptırmak için bir bilgiye dayanmaksızın Allah'a iftira eden kimseden daha zalim kim olabilir" diye buyurarak, onların söylediklerine, her hangi bir delil getirilemediği için yalan söylediklerini beyan etti.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

En’am 145

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR